19 Aralık 2009 Cumartesi

Arka sokaklarda neler oluyor?

Dün akşam, eczacı arkadaş grubumuzun olağan buluşması vardı.

Bu buluşmalar, sosyallik duygusu ve bilgi birikimlerimizi birbirimize aktarma olanağı verdiği için, çok istekle beklenir. Böyle akşamlarda biraz soluklanır, kendimize geliriz.

Toplantılarda ortaya güncel birkaç konu atılır; konuşmalar bu konulardan biri üzerinde yoğunlaşır. Bu seferki lider konu, tahmin edersiniz, H1N1 idi.

Grubumuzda bulvar ve ana caddede eczanesi olan da var, arka sokaklarda eczanesi olan da. Herkes birbirine günlük maceralarından seçmeler anlatırken, söz dönüp dolaşıp hasta davranışları ve tüketilen ilaç çeşitlerine geldi.

Bir de baktık ki, bazılarımız deliler gibi grip ilacı peşine düşmüş ve depolarla saç baş kavgaya tutuşmuşken, bazılarımız Aladağ’dan serin! Evet, griple ilgililer, ama tamiflu bulabilmek telaşında da değiller. Varsa yoksa jel, maske, bağışıklık sistemi destek ürünleri peşindeler.

Konuştukça daha da iyi anladık; her zaman olduğu gibi bu vakada da bulvar ve arka sokak hasta davranışı birbirinden çok ama çok farklı.

Bulvardaki insan, bırakın ilacı, bebeğine mama alırken dahi son kullanma tarihine değil, üretim tarihine bakıyor. Rafdaki kutuları tek tek indirtip, üretim tarihi en yakın olanı arıyor.

Arka sokaklarda ise tarihe değil, doğrudan fiyata bakılıp en ucuz aranıyor.

Bulvar sakini, grip salgınından korkuyor; her haberi ve gelişmeyi anlık takip ediyor. Beslenmesi iyi. Koruyucu ilaçlar kullanıyor. Hijyene dikkat ediyor. Hapşırsa doktora koşuyor. Önlem olsun diye deliler gibi tamiflu stokluyor; hatta, ‘neme lazım, ben günde bir tane içeyim’ diyor.

İmmun sistem güçlendiricilerini, beta glukanları, C, D ağırlıklı multivitaminleri, arka arkaya yutuyor ve ailenin kedisine varana dek her bir bireyine de yutturuyor.

Zaten hangi hastalığın haberi yayılsa, o çoktaaan tüm detayı öğrenmiş ve stoklarını oluşturmuştur. Bunu bilip, kimi zaman onlardan ‘depo desteği’ aldığımız olmuştur.

Bulvarda salgından öyle korkuluyor ki, öksüren en yakın can ciğer komşu dahi olsa, eve kabul edilmiyor. Tedbiri takıntılı haline getirip, anti bakteriyel jel alerjisisinden hastaneye kaldırılan var.

Sınıfta bir arkadaşının ateşi çıktı diye, bulvar çocuğu bir hafta okula gönderilmiyor. Tabi bu arada, hasta çocuğu bulup okuldan uzaklaştırması için, okul yönetimine nasıl bir baskı uygulandığını varın siz düşünün.

Bulvar hastası nezle olsa, doktora gidiyor; sağlığının iyi olduğu aklına yatana dek bilumum tahlil ve tetkiklerden geçiyor. Hekim arkadaşlarımızdan duyuyoruz: ‘H1N1 değilsiniz’ dedikleri zaman inanmayıp, illaki bir enfeksiyon hastalıkları uzmanına da görünüyorlar.

Arka sokaklarda ise çocuklar zaten hep bronşitli ve çok sık hasta oluyorlar.

Pek çoğunda kronik hastalıklar mevcut.

Akraba evliliği anomalilerine sıklıkla rastlanıyor.

Vücutlarını, ellerini pek sık yıkamıyorlar.

Dezenfektan jellere harcayacak paraları yok.

Sosyal güvenlik kurumlarının ödemediği hiçbir ilacı almıyorlar.

Kötü besleniyorlar.

Çok sık ve bilinçsizce ilaç kullanıyorlar; doz, saat aralığı, ilacı tamamen bitirme kurallarına uyana pek rastlanmıyor.

İlaç kullanımları komşu tavsiyesine göre oluyor; neredeyse birbirilerini muayene edip, reçete yazıyorlar. Aile sağlığı hekimlerine istedikleri ilaçları reçeteye yazması için baskı yapıyorlar.

Arka sokaklarda öksüren, aksıran, ateşten yanan, yatak döşek yatan komşuya, kundaktaki bebek de dahil olmak üzere, topluca geçmiş olsuna gidiliyor.

Bulvarda H1N1’in sadece rivayeti ve korkusu dolaşıyor, belki bir ara kendi de şöyle bir uğruyor. Hastalığa yakalan olursa, ‘abartıldığı kadar da değilmiş, işte birkaç günde geçti’ diyor.

Arka sokaklardaysa virüsün korkusu değil, bizzat kendisi dolaşıyor. Dolaşmakla da kalmayıp, uzun süreli kamp kuruyor. Hastalığa mutlaka yakalanıyor, ‘kısmet’ diyor.

Bulvar ile arka sokak arasındaki uçurum günden güne büyüyor, çünkü bulvardaki evde en çok üç çocuk var, arka sokaktakinde en az üç çocuk.

En az üç çocuk yapın derken, onların okuma, iş bulma hakkını da bir kenara bırakın, bu günü yaşama hakkına en az bizim kadar yakından bakın.

0 yorum:

Yorum Gönder